top of page
  • Yazarın fotoğrafıİshakEdebiyat

Ayla Burçin Kahraman Yazdı- Bilinmeyen Sular


Bol ödüllü yazarımız Mevsim Yenice’nin, Mayıs 2019’da ilk basımı yapılan kitabı hayatın içindeki hikâyeleri öyküleştirerek dilsel bir şölen sunuyor okurlarına. Kahramanlarını toplumun içinden seçen Yenice, iç dünya çözümlemelerini çevresel gözlemleri kullanarak yapabilen yetenekli bir kalem. Günlük hayatta herkesin tanık olduğu veya olabileceği sıradan olayları daha önce hiç dikkat etmediğimiz ayrıntılarını öne çıkarak öyküleştirmiş. Betimlemeler net. Zihin yormuyor. Kahramanları gerçekçi. Cümleler anlaşılır. Anlatım duru. Öyküleri kısa olan bu kitabı bir solukta bitiriyorsunuz ama elinizden bırakmak öyle kolay değil. Döne döne okumak istiyor, sözcüklerin resmettiği atmosferleri zihninizde tekrar tekrar canlandırmak istiyorsunuz okur olarak. Öykülerin hepsine Pink Floyd filminden epigraflar seçen yazarımız doğrudan aktarım kullanmayı seçmiş. Bunun dışında tüm olayları belli bir anlatıcı üzerinden öyküleştirmiş diyebilirim.

Yazarın öykülerden birkaçını inceleyecek olursak;


Bilinmeyen Sular, ilk aynı zamanda kitaba adını veren öykü. Evinden uzaktaki bir delikanlının evine olan özlemi, babasıyla olan sorunlu ilişkisi hissettirilerek anlatılmış. Öyküyü okurken hayalle gerçek arasında gidip geliyorsunuz. Bu gidiş gelişler öykü dinamiğini yüksek tutuyor böylece sonuna kadar dikkati üzerinde tutmayı başarıyor.



Dostlar Böyle Yapar Çünkü, okuyanın boğazına yumruk olup oturan bir öykü. Yalnızlığı, çaresizliği ve dostluğu konu etmiş yazar. Sabahın bir vaktinde bir çocuk parkında hiç uygulayamayacağı kararlarını konuşan iki arkadaşı okuyoruz. Yenice, başından sonuna kadar iç ve dış gözlemleriyle zenginleştirmiş öyküsünü. “Hiç bir yere gidemeyecek biliyorum. Kendimden. Yıllardır bu ıssız saatte, coşkusu sönmüş parkta oturup aynı şeyleri konuşmamızdan. Ve hâlâ işte burada, salıncakta bir ileri bir geri sallanmaktan öteye gidemediğimizden. Biliyorum. Susup gidecekmiş gibi yapmaya, sallanmaya devam ediyoruz.” Bu paragraf öykünün kahramanlarının genel durumunu özetliyor diyebiliriz.


Bataklık Balığı, yardımcısının gözünden ünlü bir ressamın iç dünyasını anlatan bir öykü. “Etrafta kurşun kalem sesinden başka neredeyse hiç ses yoktu…” cümlesi kurşun kalemin tuvali çizerken çıkardığı sesi duyuruyor adeta bize okurken. Sanatının zirvesindeyken çöküşe giden ressamı okuyoruz bu öyküde. Cümleler arasında yardımcının geçmişine de rastlıyor, iki ayrı kahramanla da derin bir bağ kuruyoruz okur olarak. Dolayısıyla öyküdeki iki kahraman da kanlı canlı karşımızda gibi hissediyoruz. Mevsim Yenice’nin karakter yaratma konusunda çok yetenekli olduğunu bu öyküsüyle daha net anlıyoruz. Okumak isteyenleri kızdırmamak adına bu öykünün sonunu anlatmak istemiyorum ama sona geldiğinizde okuduğunuza değecek bir öykü olduğunu anlayacaksınız demekten de geri duramayacağım ne yazık ki.



C BLOK DAİRE 10, minik bir çocuğun saf dünyasına götürüyor okuru. Eski evlerine taşınan bir yetişkinle aralarındaki dostluğu mektupla sürdüren bir çocuk kahraman yaratmış bu kez yazar. Zaman zaman gülümseyerek okunan bu öykü okuru kendi çocukluna götürüyor.


Bir Yere Kadar, huzurevinde geçen bir öykü. Bir hemşirenin alzimer hastalarından biriyle ilgilenmesini okuyor hemşirenin çizdiği hayali dünyayı gerçeğinden ayıramıyoruz bazı satırlarda. Yenice, kelimeleri cümlelere çevirmekte öyle iyi ki hayalle gerçek arasındaki ince çizgiyi belli belirsiz tutmakta usta bir kalem. “Yanından kalkarken Gürsel Hanım’ın hafızasındaki başka bir figüran olmayı diliyorum.” Diyen hemşirenin iç dünyasına da dokunan yazarımız kahraman derinliği konusundaki hünerini yine göstermiş okuruna.


Ayla Burçin Kahraman

0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör
bottom of page