1- Öykü yazmaya ilk ne zaman, nasıl başladınız?
Kendimi hiçbir zaman iyi bir hikâye anlatıcısı olarak görmedim. Konuşurken ya da bir olayı anlatırken en kestirme yoldan kendimi ifade ediyorum. Öte yandan yazarken işler tersine dönüyor; özgür olduğumu hissediyorum. Yazmak bu açıdan kurmaca aracılığıyla bazı “şeyleri” ifade etmeme imkân tanıyor. “Şeyler” konusunda benzer hislerle roman, öykü ya da şiir okurken sıklıkla karşılaşıyorum. Henüz ruh bilimin dahi ifade etmediği, edemediği durumları edebiyat ortaya koyabiliyor.
Yazmak, öyle ya da böyle okumanın ardından gelir diye düşünüyorum. Okudukça, edebiyatla samimi bir ilişki kurdukça diğerlerinin yakaladığı o “şeyleri” sizin de yakalayabilmeniz için elinize kalemi alıyorsunuz.
Benim için öykü yazma arzusu lise yıllarında filizlense de tür olarak öykünün ne olduğunu anlayıp öykünün aynı zamanda bir dil işi olduğunu fark etmem üniversite yıllarına denk düşüyor.
2- Tür olarak neden öykü?
İnsanın üreterek dünyaya kök salmak istediğini düşünüyorum. Ben bu isteğimi büyük oranda edebiyat aracılığıyla karşılayabildim. Yazmak, yeni bir dünya tasarlayabilmek; resim yapmaktan, ağaç dikmekten, çocuk sahibi olmaktan çok da farklı bir arzuyu ifade etmiyor. Bu türü bildiğim için şimdilik öykü yazarak bu arzumu gideriyorum.
3- Öykünüz ilk ne zaman ve nerede yayımlandı?
İlk öyküm 2016 yılının başında Öykülem dergisinde yayımlanmıştı. O öyküyle birlikte benim için öykü yazmak farklı anlamlar kazanmaya başladı. Sanırım bu sebeple Öykülem dergisini çıkaran ekibe ömrüm boyunca minnet duyacağım.
4- Öykülerinizden dosya oluşturma fikriniz nasıl oluştu?
Hemen hemen tüm yazarların yolu bir şekilde dergilerle kesişiyor. Edebiyat dünyasına adım atmak için sahneye önce dergilerde çıkarak bu işin mutfağında pişmenin önemli olduğunu düşünüyorum. Son beş yıl içerisinde birçok defa farklı dergilerde yer aldım. Öyküler biriktikçe dosya oluşturma fikri zaten kendiliğinden ortaya çıkıyor.
5- Yayınevini neye göre belirlediniz?
Öyküler bir dosya hâlini aldığında çeşitli yayınevlerine dosyayı gönderdim. Kalburüstü bir yayınevinde kitabımın yayımlanmasını istediğim için seçiciydim. Beğendiğim, takip ettiğim yayınevlerini tercih ettim. Olumsuz geri dönüş yapanlar/ geri dönüş yapmayanlar beni hayal kırıklığına uğratmadı. Aksine isteğim daha da perçinlendi. Nihayet İthaki Yayınları, dosyayı gönderdikten dokuz ay sonra olumlu bir haberle benimle iletişime geçti.
6- Yeni başlayanlar için önerileriniz nelerdir?
Edebiyatı bir şey için değil, doğrudan kendisi için sevmek gerektiğini düşünüyorum. Bu bizi ve yazdıklarımızı, daha içten ve samimi yapıyor. Örneğin öykü yazarak birilerinin beğenisine mazhar olabiliriz; bu da oldukça önemlidir. Ancak yalnız beğeni elde etmek için yazdığımızda bu durum özgün sesimizi bastırmamız anlamına gelir.
Comments