1- Öykü yazmaya ne zaman, nasıl başladınız?
Şair olarak bilinsem de yazmaya şiirle başlamadım, ortaokuldayken çocuk cesaretiyle roman yazmaya çalışmıştım, göç hikâyesiydi. Sanırım sürekli taşınmamızdan etkilenmiş, bunu kâğıda dökmek istemiştim Kırkıncı sayfaya geldiğimde pes edip bırakmıştım. İlk öykü girişimim buydu galiba.
2- Öykü türünü seçmede özel bir nedeniniz var mı? Öykü yazmanın kolay olduğunu düşünüyor musunuz?
Bence her edebi türün kendine göre zorlukları mevcut. İki şiir kitabım yayımlandı, seçimden bahsedersek şiirden yanayım fakat dizelerle aktaramayacağınız olay örgüleri sizi kuşattığında ister istemez kurmaca devreye giriyor. Burada da önünüzdeki seçenekler belli; öykü, roman, oyun. Kurmacalarım yapı açısından öykü formuna daha uygundu.
3- İlk öykünüzün yayımlanma macerasını anlatır mısınız? Yayımlandığını gördüğünüzde neler hissetmiştiniz?
İlk öyküm 2010’da üniversitenin dergisinde yayımlanmıştı ama ondan önce şiirlerim yayımlandığı için büyük bir heyecan hissetmedim zaten şimdi baktığımda o metnin öykü değil, anı olduğunu görüyorum.
4- Öykülerinizden dosya oluşturma fikri nasıl oluştu? Dosyanızı oluştururken nelere dikkat ettiniz? Belirli bir tema üstünden mi ilerlediniz yoksa farklı temaların oluşturduğu bir bütünü mü tercih ettiniz?
Öykülerimi yazarken dosya oluşturmayı hedeflemedim. Aksine, şiirle devam ederim araya başka tür koymam diye düşünüyordum. Şiirin kıskanç olduğu ve başka türe geçtiğinizde yazdıklarınızın şiirinizden çaldığı söylenir. Haliyle, “ya şiirimden olursam” kaygısı taşıyordum fakat öykülerim dosya bütünlüğüne ulaştığında iki türü de aynı anda idare edebildiğimi görmek, beni bir nebze rahatlattı. Böylece farklı temaları buluşturan Alaybozan meydana geldi.
5- Kitap yayımlamak oldukça meşakkatli bir iş. Dosyanız okunmayabilir, okunsa bile uzun süre bekletilebilir, bekletilse bile birçok etmenden dolayı yayımlanamayabilir. Bütün bu durumlar gözünüzü korkuttu mu?
Alaybozan ilk öykü kitabım olsa da öncesinde iki kitabım yayımlandığı için kısmen avantajlıydım diyebilirim. Yayınevlerinin işleyiş sürecini biliyor, herhangi bir kaygı duymuyordum.
6- Çok fazla yayınevi var. Yayınevini belirlerken nelere dikkat ettiniz? Hedefinizde bir yayınevi var mıydı?
İkinci şiir kitabım İthaki Yayınları’ndan çıktığı için çok dağılmak istemedim ve öykü dosyamı da oraya gönderdim.
7- Öykü yazmaya yeni başlayanlar için önerileriniz nelerdir? Yola çıkmadan önce çantalarına neler koymalarını isterdiniz?
Birbirinden farklı biçemlere sahip iyi eserleri kör gözlerle değil bitap gözlerle okumak, onların altını kazımak mecburi. Kötü eserlerin de katkısı bulunuyor; onlar sayesinde nasıl yazmamanız gerektiğini öğreniyor, nelerin hatalı olduğunu saptıyorsunuz.
Yazmaya başlayanların, yazdıkları metni bir süre unutmalarını sonra tekrar okuyup fazlalıklardan arındırmalarını ve bu döngüyü belli aralıklarla tekrarlamalarını öneririm.
Farklı içerikteki sözlüklerin (Osmanlıca-Türkçe Sözlüğü, Deyimler Sözlüğü, Argo Sözlüğü v.s) okunması da dil açısından gerekli.
Gözlem yapmak, farklı yerlere gitmek, ait olunan çevrenin dışına çıkıp başka mesleklerden, başka kültürlerden insanlarla konuşmak da yazarı besler, en azından bende böyle gerçekleşiyor.
Comments