1- Öykü yazmaya ilk ne zaman, nasıl başladınız?
Öyküyle yolculuğum 2010 yılında değerli yazar Mario Levi’nin yazarlık atölyesine katılmamla başladı. Öncesinde şiir ve düz yazı türlerinde çalışmalar kaleme alırken bu atölye sonrasında öykü yazmaya başladım.
2- Tür olarak neden öykü?
Yıllardır iflah olmaz bir öykü okuruyum. Bu türde yazmaya başlamadan önce de öykü okumayı çok seviyordum. Kısanın güçlü anlatımına inanıyorum. Belki de Kara Gergedan’da yer alan öykülerin hepsinin kısa metinler olmasının sebebi budur. Arjantinli yazar Julio Cortazar’ın, “Roman hep sayıyla kazanır, oysa öykünün bu maçı nakavtla alması gerekir,” sözü her zaman zihnimin bir köşesindedir. Öykünün okuru nakavt edici gücüne hayranım. Bundandır ki Kara Gergedan sonrasındaki yazı çalışmalarıma da bu türde devam ediyorum.
3- Öykünüz ilk ne zaman ve nerede yayımlandı?
İlk yazdığım öykü 2010 yılında Temrin Dergisi'nde yayımlandı. Sonrasındaysa çeşitli edebiyat dergileri ve dijital mecralarda öykü türünde kaleme aldığım metinler yayımlanmaya devam etti.
4- Öykülerinizden dosya oluşturma fikriniz nasıl oluştu?
Yaklaşık üç yıldır öykü yazma ritmim yeniden yükselmiş durumda. Ardı ardına gelen öyküler ve bunların çeşitli mecralarda yayımlanmasıyla bir dosya oluşturmak için doğru zamanın geldiğini düşündüm.
5- Yayınevini neye göre belirlediniz?
Edebiyatist Yayınevi’yle tanışmam dergi aracılığıyla oldu. Önceleri bir okuruydum, daha sonra burada öykülerim yayımlandı. Zaman içinde yayınevinin çıkardığı bazı kitapları da takip etmeye başladım. Yayınevimle birlikte "Kültür ve Turizm Bakanlığı Edebiyat Eserlerini Destekleme Projesi”ne başvurduk. Sürecin olumlu sonuçlanmasıyla birlikte Kara Gergedan okurla buluştu.
6- Yeni başlayanlar için önerileriniz nelerdir?
Her şeyden önce iyi bir okur olmaları. Yazmak, edebi metinler üretmek her ne kadar çekici olsa da işin okuma kısmının asla aksatılmaması gerekli. Kurmaca yazanların roman, öykü gibi türlerin dışında kurgu dışı edebiyat kitaplarını da okumaları ve bu yönde de gelişim sağlamaları gerektiğine inanıyorum. Ayrıca yazdıklarımızı sesli okumanın, pürüzsüz hale getirene kadar düzeltmenin büyük bir önemi var. Kaleme aldığımız metinlerin üzerinde pek çok kez değişiklik yapacağımızı ve son haline ulaşmasının belirli bir zaman alacağını bilmeliyiz.