top of page
  • Yazarın fotoğrafıİshakEdebiyat

İshak İlk Kitap Soruşturması: Evşen Yıldız

1) Öykü yazmaya ne zaman, nasıl başladınız?

Lise yıllarında sürekli ve her türde yazardım; mektup, günlük, deneme… hatta bir roman projem bile vardı. Dolayısıyla öykü yazmayı da o zamanlar denemiştim. Lisedeyken annemle birlikte bir öykü yarışmasına katıldığımızı hatırlıyorum, öyküleri daktiloda temize çekip posta ile göndermiş, ellerine ulaşıp ulaşmadığını bile hiç bilememiştik. Her türde yazardım ama o yıllarda en çok kalem oynattığım edebî tür şiirdi. Uzun zaman da böyle sürdü. Otuzlu yaşlarıma geldiğimde bendeki “anlatma telaşı”nın şiire uygun olmadığına kani olup öyküye yoğunlaşmaya başladım.

2) Öykü türünü seçmede özel bir nedeniniz var mı? Öykü yazmanın kolay olduğunu düşünüyor musunuz?

Anlatmak istediğim, yaşadıkça, gördükçe, duydukça biriken hikâyelerim var. Onları anlatmanın en iyi yolu öykü oldu bugüne kadar. O hikâyeler seçti aslında öykü formunu.

Hiçbir edebî türün diğerine kıyasla daha zor veya kolay olduğunu düşünmüyorum. Zor olan galiba doğru türü bulamamak. Mesela bir öykü kısalığında anlatabilecek bir hikâyeyi çekip uzatıp roman yazmaya çalışmak.


3) İlk öykünüzün yayımlanma macerasını anlatır mısınız? Yayımlandığını gördüğünüzde neler hissetmiştiniz?

2011 yılıydı, internet ortamında yayımlanan altzine’in sıkı bir takipçisiydim. Her ay bir tema belirlenirdi, o temaya dair bir öykü yazmaya çalışırdım. Ama yazdıklarımı beğenmez ve göndermezdim. “Çıplak” teması üzerine yazdığım öyküyü göndermeye cesaret ettim sonunda. Yayımlandığını görmek beni çok mutlu etti ama o zamanlar bunu kimseye söyleyemediğimi hatırlıyorum. Galiba paylaşmak için öykülerimin birkaç mecrada daha kabul görmesini bekledim. Böylece öykü yazmanın benim için gelip geçici bir macera olmadığını daha rahat söyleyebilecektim.

4) Öykülerinizden dosya oluşturma fikri nasıl oluştu? Dosyanızı oluştururken nelere dikkat ettiniz? Belirli bir tema üstünden mi ilerlediniz yoksa farklı temaların oluşturduğu bir bütünü mü tercih ettiniz?

Öykü yarışmalarına katılıyordum ve o yarışmaların ikisinde dereceye girdikten sonra artık sevincimi yakınlarımla paylaşmaya başladım. Lisedeki edebiyat öğretmenim Esma Canıaz’ın fikirlerine çok güvenirim. Dereceye giren öykülerimi okuyunca başka öykülerim de olup olmadığını sordu ve öykülerimi kitaplaştırma fikrini de ilk o dillendirdi. O söyleyene kadar, bu hayali ciddi şekilde düşünüp bir fikre dönüştürmeye bile cesaret edememiştim sanırım.

Bilinçli bir tercih olarak değil, anlatmak istediğim hikâyeler beni oraya sürüklediği için genellikle aileye dair, birbiriyle organik bağı olduğuna inandığım öykülerden oluştu dosyam.


5) Kitap yayımlamak oldukça meşakkatli bir iş. Dosyanız okunmayabilir, okunsa bile uzun süre bekletilebilir, bekletilse bile birçok etmenden dolayı yayımlanamayabilir. Bütün bu durumlar gözünüzü korkuttu mu?

Yayınevlerine dosya gönderme sürecinin sıkıntılı olacağını tahmin ederek girdim bu işe. Geciken cevaplar, olumsuz geri dönüşler bir yana hiç cevap vermeyen yayınevleri insanın hevesini kaçırıyor. Benim biraz kaderci bir yanım var, onun etkisiyle sanırım, çok karamsarlığa kapılmadım. İnsan yazdıkları birilerine ulaşsın istiyor tabii, dosyanın kitaplaşmasını beklerken dergiler aracılığıyla öykülerimi okura ulaştırabilmek de içime bir ferahlık veriyordu.


6) Çok fazla yayınevi var. Yayınevini belirlerken nelere dikkat ettiniz? Hedefinizde bir yayınevi var mıydı?

Yayınlarını beğendiğim yayınevlerine sırasıyla dosyamı gönderiyordum. Bu sırada Vacilando yayınevi bana ulaştı. O ilk mesajı aldığım anda, kitabımın Vacilando çatısı altında çıkması fikri içime çok sindi. Yayınevi “vacilando” kelimesinin anlamını açıkladı. “Sonuçtan ziyade bu yolda alacağımız keyfe yürüyoruz.” Hayatın pek çok alanında, en çok da sanatsal üretimde varmak değil de yolda olmak değil midir asıl önemli olan? Ben de bu yolda olmayı seviyorum.

7) Öykü yazmaya yeni başlayanlar için önerileriniz nelerdir? Yola çıkmadan önce çantalarına neler koymalarını isterdiniz?

Böyle bir yola çıkmaya niyetlenen herkes çantasına “nitelikli okuma”yı koymuştur zaten, koymaya da devam ediyordur. Ben okuduklarımı ve yazdıklarımı konuşabildiğim dostlarımdan da çok beslendim, bir öneri olarak görülürse bunu söyleyebilirim.

0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör
bottom of page