top of page
  • Yazarın fotoÄŸrafıİshakEdebiyat

İshak İlk Kitap Soruşturması: Hüseyin Safa Ak

1- Öykü yazmaya ilk ne zaman, nasıl başladınız?

Öykü yazmaya başlamam biraz geç oldu fakat hikâye anlatma isteğim çok önceden beri vardı. Lise ve üniversite çağlarında kafamda kurduğum hikâyeleri daha ziyade karikatür çizerek anlatmaya çalışırdım. Sonra ilgim sinemaya kaydı. Hatta kendimce kısa film senaryoları yazmıştım. Fakat bunlar zaman ve maliyet ve ekip işiydi. Bir şekilde hikâyelerimi anlatmak istiyordum. 2013 yılında bir tesadüf eseri Gökdemir İhsan'ın Kurmaca Atölyesi'ne kaydoldum. Orada kurmacanın teknik ve teorik yapısı hakkında bilgi edinme fırsatı buldum. Bu sayede kendimce yazıp karalamaya başladım.

2- Tür olarak neden öykü?

Çocukluğumdan bu yana aile büyüklerimden ve aile dışı büyüklerimden pek çok hikâye, menkıbe, masal, dedikodu dinleme imkânım oldu. Bundan maada kendimin de uydurduğu ve aklıma gelince güldüğüm, şaşırdığım pek çok şey vardı. Öykü, tür olarak bana bunları daha illüzyonlu ve çeşitli üçkağıtlar yaparak anlatma imkânı sundu.

3- Öykünüz ilk ne zaman ve nerede yayımlandı?

2013 senesi olması lazım. On ayrı bölümden oluşan uzun bir hikâye dizisi yazmıştım. Bunlar bir mizah sitesinde tefrika olarak yayınlandı. O zamanın parasıyla tam 500 lira para vermişlerdi. Çok mutlu olduğumu hatırlıyorum.






4- Öykülerinizden dosya oluşturma fikriniz nasıl oluştu?

Öyküler çoğalınca ayrı ayrı yazdığım öykülerin de bir öyküsü olmalı diye düşündüm. Bu fikir bana çok eğlenceli geldi. Bu sebeple hepsini içeren bir kurgu tasarladım. Böylece çoğalmış öyküler dosyalaşmış oldu.


5- Yayınevini neye göre belirlediniz?

İnsanın en yadırganmayacağı yer evidir. Kişi kendi evinde isterse don ve atletle gezebilir, devrilip yatabilir, salonda sigara içip enfiye çekebilir, serin olacağını düşünerek bulaşık taşının üstüne uzanabilir vesaire. Bunları misafir evinde yaptığımız vakit yadırganmamız, hatta ev sahibi ahbabımız tarafından -hele ki bu ahbabımız celalli bir kişiyse- sille tokat evden kovulmamız dahi mümkündür. Kanaatimce bu durum kitaplar için de geçerli. Yayınevi dediğimiz kurumlar da bir bakıma kitabın evidir.

Kitabım kendini en çok nerede rahat hisseder, nerede don atlet dolaşıp enfiye çeker ve tüm bunları yaptığı için yadırganmaz. Bunları düşündüm ve sevgili dosyama rahat edebileceği uygun bir yayınevi bulup yuvalandırdım diyebilirim.


6- Yeni başlayanlar için önerileriniz nelerdir?

Açıkçası bu soru en çok zorlandığım soru oldu. Hatta internetten başka yazarların bu konu hakkında ne söylediğine bakıp kopya çekeyim dedim. Fakat kayda değer bir şey bulamadım. Disiplinli ve planlı hareket eden bir yazar olsaydım muhakkak aklı başında tavsiyeler verebilirdim. O yüzden şimdi ne söylesem palavra sıkacakmışım gibi geliyor. Belki sadece şunu diyebilirim, yazarlıktan ziyade yazmaya odaklanabilirler.

0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör
bottom of page