1- Merhaba Hicret Hanım. İlk öykü kitabınız okuruyla buluştu. O okurlardan birisi de benim. Hikâyelerinizi okudukça heyecanlandım. Bundan dolayı hem kendi adıma hem de kitabınızı okuyup kafasında soru işaretleri oluşan okurlar adına size birkaç sual sormak istiyorum. "Yedi Yılanlı Kavuk" isimli eserinizde öyküleriniz nevi şahsına münhasır olmakla birlikte oluşturduğunuz atmosfere, kullandığınız dile, metaforlara, imgelere, karakterlere, zekice kurgulanmış olay örgülerinize baktığımız zaman yetenekli ve özgün bir yazarın kalemiyle karşılaşıyoruz. Elbette her yazar yazacağı öykü için bir araştırma, gözlem, muhtelif okumalar yapar. Peki sizi bu anlamda çağdaşlarınızdan ayıran ve özgün bir noktaya taşıyan nedir? Zamanı bir turnusol kâğıdı olarak tahayyül ettiğimizde isminizin İstikbale taşınacağına inanıyor musunuz?
Hicret Birik:
Merhaba sevgili Elmas, öncelikle başından beri kitaba olan ilginden ötürü çok teşekkür ediyorum. Elbette yazacağım zaman, kafamda hikâye netleşmişse onunla ilgili bir takım araştırmalar, okumalar yapıyorum. Çağdaşlarımdan ayrı bir yerde olma konusunda şunu söyleyebilirim, buna ben değil okur karar verir. Öykü yazarken olaylara/kişilere farklı yerden bakmaya çalıştım. İsmimin geleceğe kalıp kalmayacağı konusu inanmaktan çok bilmekle ilgili bir şey bence ve ben bunun cevabını da bilmiyorum. Diler misiniz diye sorarsan cevabım elbette evet olur, keza sadece güzel şeyler yaşamaya devam edebiliyor.

2- Tek Cümle İle Sabahattin'in Sonu" deneysel, aynı zamanda ismiyle müsemma tıknefes okunan bir öykü. İlk kitabınız bu kadar farklı ve güçlü öyküler barındırıyor. İkinci dosyanızda okuru neler bekliyor?
Hicret Birik:
İkinci dosyam için şu an net bir şey söylemem imkânsız. Yazmaya devam ediyorum. İkinci dosyamın birinciden daha iyi olması için uğraşıyorum. En azından aynı seviyede olabilmeli. Bu da beni biraz zorluyor elbette. Şimdilik sadece şunu söyleyebilirim ikinci kitap çıkarsa birinciye göre daha hacimli öykülerle karşılaşma ihtimaliniz var.
3- Biçki Nazariyesi" öykünüz argo terimler kullanan üç büzüktaşın, alay ettikleri, aşağıladıkları kadınlık halleriyle rüyalarında sınandıkları bir öykü. Bu öyküde bir Amazon kadını heykeli de öne çıkıyor. Öykünün matematiğini oluştururken önce imgeleri yerleştirip x'i mi buluyorsunuz yoksa farklı bir formül mü geliştiriyorsunuz?
Hicret Birik:
Şöyle söyleyeyim size, öyküyü yazmadan önce kafamda bitirmem gerekiyor. Sonunu bilmediğim bir hikâyeyi yazıya dökemiyorum. İskeletini kafamda tamamladıktan sonra yazma aşamasında imgeler kendi kendine geliyor. Yani yazmadan evvel şu metaforu kullanayım, şunu söyle imgeleyeyim diye çalışmıyorum.
4- "Yedi Yılanlı Kavuk" öykünüzde kavuk ve yılan nesneleri üzerinden sürükleyici bir olay örgüsünün izlerini takip ediyoruz ve genç meslektaşının kuyusunu kazmak isteyen emekli nakkaşa verilen mesaja ulaşıyoruz. Günümüz edebiyat camiasındaki ayrışmayı düşündüğümüzde yılan ve kavuk örneğindeki gibi hangi iki nesne üzerinden mesaj vermek istersiniz?
Hicret Birik:
Çok zor bir soru. Yayınevi ve dosya olabilir. Neyi vurgulamak istediğinle ilgili değişir bu sorunun cevabı.

5- "Oynatma Çubukları" öykünüzde Karagöz karakterlerinden Çelebi'yi günümüze ışınlayıp dolmuşa bindiriyorsunuz ve ortaya cümbüşü bol bir hikâye ve komik diyaloglar çıkıyor. Elinizde imkân olsaydı kimi hangi zamana gönderir, hangi karakteri yahut yazarı günümüzde hangi mekâna ışınlardınız?
Hicret Birik:
Elimde olsa kimi nereye göndereceğim hususu biraz riskli bir soru ☺ Bunun cevabı içimde kalsın. Haldun Taner’i günümüze ışınlamak isterdim, muhabbetini merak ediyorum. Karakter olarak da kesinlikle Raskolnikov.
6- "Eli EliLemaŞevaktani" öykünüzde Nizamettin karakteri evliliğinde mutsuzdur, erkek evlat beklentisinde de hayal kırıklığına uğramıştır. Bu mutsuzluğu çarmıha gerilme alegorisiyle betimlemeniz fevkalade bir fikir. Karakter finalde "Tanrım, tanrım beni neden terk ettin?" diye yaratana sitem ediyor."Allah'ın Gönderdiği Karga" öyküsündeki Nurten'in kendisine gönderilmiş işaret saydığı kargayı Nizamettin görseydi sizce tepkisi ne olurdu? Eros bu işe bir el atar mıydı yoksa ağacın tepesinde çekirdek çitlemeye devam mı ederdi?
Hicret Birik:
Nizamettin muhtemelen kargadan ilham almazdı, çünkü o istemediği hayatı yaşamayı kanıksamış, dönüp dolaşır taburesine otururdu yine. Eros zaten Nizamettin’den elini eteğini çekmiş, anlayacağınız Nizamettin biraz umutsuz vaka, çoğumuz gibi.
7- Öykülerinizden hangileri film ya da dizi olmalı?
Hicret Birik:
Öykülerim daha çok olay öykülerinden oluşsa da bence bir film ya da dizi olabilecek kadar kinetize değiller. O yüzden bu soruya cevabım hiçbirisi olabilir.
Söyleşi: Elmas Tunç
Comments