Eris merhaba. Çok yakın bir zamanda 2023 Yaşar Nabi Nayır Gençlik Ödülleri’nde öykü dalında ödüle değer görüldün. Öncelikle tebrik ederim. Bize biraz kendinden bahseder misin, kimdir Eris İnal?
Çok teşekkür ediyorum. 1998 yılında Ankara’da doğdum, psikoloji mezunuyum. ODTÜ Enformatik Enstitüsü’nde yüksek lisans eğitimime devam ediyorum. Edebiyat ve bilim haricinde spor da hayatımda çok sağlam bir yere sahip. Yirmilerinde her genç gibi ben de biraz hayatı keşiflemeye uğraşıyorum diyebilirim sanırım.
Öyküyle yolunun nasıl kesiştiğini sormak isterim. Bu yolculuğa nasıl başladın, yarışmadan önce yer aldığın mecralar oldu mu?
Genel olarak okumaya, yazmaya tutku duymam ailemin ben büyürken kurduğu ortam sayesinde oldu. Evdeki iki kitaplık da benim odamda dururdu ve daha bir yaşıma girmeden her gün kitap okunması, bu kitapların özenle seçiliyor olması, ilerleyen dönemde de sorduğum her soruya aynı bir yetişkine cevap verir gibi uzun uzun açıklamalar yapılması duyarlılığımı artırdı. Babam da şiir, resim, heykel, tiyatro ve fotoğraf ile ilgiliydi. Okumayı erkenden sökünce yazmaya da erkenden başladım. 6-8 yaşlarımda babama şiirlerimi götürür yorumlamasını isterdim sık sık. Bana bir kitap alırken hangi gözle bakacağımı, eleştirel olmayı ve eleştiri kabul edebilmeyi, özgün olmanın kıymetini ve yazmanın upuzun bir süreç olduğunu o öğretmiştir.
Daha önce ufak bir blog ve podcast açmayı denedim fakat bir senenin sonunda bıraktım. Yaşar Nabi Nayır Gençlik Ödülleri’ne de 2021’de farklı bir dosyayla bir kez daha katılmış, ön elemeyi geçen son sekiz kişi arasında yer almıştım. Bunların dışında NöroBlog ekibiyle 2018’den beri bilimsel içerikler üretmeye devam ediyorum fakat edebiyatla ilgili ciddi ve nitelikli yerlerde yayımlanmış eserlerim yoktu.
Dosya oluşturmaya ve yarışmaya katılmaya nasıl karar verdin. Önümüzdeki yıllarda yarışmaya katılacak isimler için ne tavsiye edersin?
Yazmayı çok uzun süredir seviyorum ve bu süreçte ürettiğim metinler çeşitli aşamalardan geçti, evrildi. Bu metinleri kitap haline getirmek, dosya oluşturmak 2018-2019’a dek aktif olarak düşündüğüm bir şey olmamıştı. O dönem hiç planlamadan yazmaya başladığım bazı öyküler kafamda birleşti ve Yaşar Nabi Nayır Gençlik Ödüllerine 2021’de gönderdiğim ilk dosyam oluşmaya başladı. Elbette kendi kafamın içindeki ritmin oldukça güzel olduğunu düşünsem de daha eleştirel gözlere ihtiyaç duyuyor, daha çok okumam ve yazmam gerekiyordu. Okul ve hayatın getirdiği diğer şeylerin arasında okuma ve yazma alışkanlığım epey köreldi 2020-2022 döneminde. Geçtiğimiz sene ağustos sonunda Murat Çelik’in düzenlediği “Nedir Bu Öykü İşleri” isimli atölyeye başvurunca motivasyonum çok yükseldi. Okuduklarımı ve yazdıklarımı paylaşabilecek nitelikli insanlarla sohbet edebilmek inanılmaz harekete geçirici bir deneyim. Orada diğer insanları dinlerken veya yeni kitaplar okurken yazdıklarım da tekrar evrilmeye başladı. Ödül alan dosyamın Herze isimli bölümü işte bu son bir senede yazdığım öykülerden oluşuyor.
Deneyimlerimden yola çıkarak önereceğim ilk şey klişe bir tavsiye olsa da çok okumak. Ama edebiyatla ilgili algımızı, kalemimizi güçlendirmek bence yalnızca edebiyattan veya yalnızca sanatın belirli kollarından beslenerek olmuyor. Çoğu kez matematik, fizik, kimya biyoloji gibi bilimlerde öğrendiğim olguların çağrışımlarımı güçlendirdiğini ve beni daha özgün bir yere taşıdığını düşünüyorum. Bize gösterilen dünyayı daha oyuncu bir gözle izlemek, sorular sormak, bir şeylerin altından girip üstünden çıkmak işin belki de en keyifli yanlarından biri.
Bundan sonraki edebi yolculuğunla ilgili planların nelerdir, seni nasıl bir süreç bekliyor?
Ben de merak ediyorum bu sorunun cevabını aslında. Yeni başladığım öykülerim, aklımda öyküye dönüşmeyi bekleyen fikirlerim elbette var. Yazmak beni hayatımdaki herhangi bir şeyden çok daha coşkulu ve mutlu hissettiriyor. Bu bozulmadığı sürece yazmaya devam edeceğimin sözünü verebiliyorum yalnızca.
Sohbetin için çok teşekkür ederim İshak adına.
Dilerim bu sadece bir başlangıçtır.
Söyleşi: Vildan Külahlı Tanış