1- Öykü yazmaya ilk ne zaman, nasıl başladınız?
Aslında edebiyat sahasındaki çalışmalara söyleşilerle başladım. İlk göz ağrım söyleşi diyebilirim bu yüzden. Zaman zaman öyküler de yazıyordum. Bu vakit üniversite yıllarına rastlıyor. Derslerin ya da başka şeylerin yer yer sıkıcı geldiği bir ortamda yöneldiğim bu alan bir nefes alma yeriydi benim için. Belki hâlâ öyle. İşin garip gelen bir yanı var bu noktada. Aynı zamanda bir edebiyat dergisinin editörüyüm. Zaman zaman cep telefonumdan ulaşan referans ile gelen isimler olur bana. Garipsediğim bu aslında. Çünkü ben o merkez dergilerin info@ editor@ uzantısıyla başlayan adreslerine yollardım hep yazılarımı. Buna rağmen hep olumlu cevaplar alıyordum. Bu yüzden bazen yaptığım işin arkasında bu çalışmaların arkasında acizane büyük bir emek görüyorum.
2- Tür olarak neden öykü?
Öyküye aşık öykücülerden olduğumu düşünmüyorum. Öykü hayatımın merkezi değil. Bu olumsuz bir ifade oluşturur mu bilmiyorum. Hatta öyküye daha fazla ve esaslı bir vakit ayırabilsem çok daha iyi eserlerin ortaya çıkacağından eminim. Henüz anlatmak istediği şeyden bahsetmiş biri dahi olmadığımı düşünüyorum ilk kitaba rağmen. Bu sadece bir sayıklama.
3- Öykünüz ilk ne zaman ve nerede yayımlandı?
İlk öyküm Yedi İklim’de yayımlanmıştı. Elbette benim için çok değerli ancak teknik anlamda şu an yakaladığım üslup çizgisinden çok uzak bir öyküydü. İnsan zaman geçtikçe yazdıklarına dışarıdan ve daha objektif bir gözle bakabiliyor. Belki bu yüzden bu böyle. Hece Öykü’de yer alan hatta “Hece Öykü’de İlkler” bölümünde yer alan bir öykümü de zikretmek istiyorum burada. Çünkü bahsettiğim üslubu daha çok yansıtan bir öykü. Sevim Burak özel sayısında yayımlanmıştı. Sevilen bir öykümdü, kitapta da yer aldı. Adı: Mutlu Ol Portuga.
4- Öykülerinizden dosya oluşturma fikriniz nasıl oluştu?
Başta da bahsettiğim gibi bu zamana kadar yazdığım, çizdiğim şeylere genel çerçevede baktığımda yayımlatabileceğim çalışmalardan bir tanesiydi dosyam. Hatta ben ilk olarak söyleşilerimi kitaplaştırmayı düşünüyordum. Fakat kabul alınca süreç böyle ilerledi. İnşallah olumlu geri dönüşler almak mümkün olur.
5- Yayınevini neye göre belirlediniz?
Kitabımı okuyucuyla buluşturan yayınevi birçok açıdan değer verdiğim bir yayınevi. Baştan beri burada yer almayı düşünmüştüm. Hatta şimdi devam etmeyen Muhayyel serisi çok ilgimi çekiyordu. Serinin çok sıkı takipçisiydim.
İz Yayınları özellikle yeni çıkan yayınlarını takip ettiğim üç dört yayınevinden bir tanesi.
6- Yeni başlayanlar için önerileriniz nelerdir?
Bir hocanın dizinin dibinde yetişmeyi önemsemeliler, diye düşünüyorum. Sanırım böyle olduğunda bu alanda daha hızlı ve kolay ilerlemeleri mümkün. Ya da sonuç almaları diyeyim. Tabii esas amaç kısa yoldan ilerlemek midir, ilerlemek bu kadar önemli midir, tatmin edici bir şey mi olmalıdır, işte bunlar bana göre tartışmalı konular.
Aynı zamanda ilerlemeyi düşündükleri türe dair kuramsal okumalar yapmak onları yetiştirecektir. Bu noktada genç yazarlara başarılar dilerim.
Comments