top of page
  • Yazarın fotoğrafıİshakEdebiyat

İshak İlk Kitap Soruşturması: Ahmet Akdere

1- Öykü yazmaya ne zaman, nasıl başladınız?

İlkokulda Ömer Seyfettin’in Ferman’ını okuduğumda çok etkilenmiştim. O zaman ben de buna benzer bir öykü yazmalıyım, diye hayal kurduğumu anımsıyorum. Tabii çocukluk hevesi, birkaç gün sonra muhakkak başka bir hayal onun yerini almıştır. Lisede okuduğum Rus ve Fransız klasiklerinden sonra bu hayalimi hatırladım. Onlara öykünerek birkaç basit öykü yazdım ancak bunun yeterli olmadığını düşündüm ve kendimi bu evreden sonra okumaya verdim. En hazır hissettiğim zamanda yani üniversitede “kalemi” tekrar elime alıp hikâyeler üretmeye çalıştım.


2- Öykü türünü seçmede özel bir nedeniniz var mı? Öykü yazmanın kolay olduğunu düşünüyor musunuz?

Anlatmak istediğim herhangi bir meseleyi kurmaca bir metin ile bütünleştirerek ve bunu sevdiğim bir yazın türü olan öykü ile anlatmak istediğim için bu türü tercih ettim. Öykü yazmak için kolay diyemem ancak insan sevdiği bir şey üzerine yoğunlaşırsa çok da zorlanmaz diye düşünüyorum.


3- İlk öykünüzün yayımlanma macerasını anlatır mısınız? Yayımlandığını gördüğünüzde neler hissetmiştiniz?

Yazdığım öyküleri herhangi bir dergiye veya yayın organına yayımlanması için göndermemiştim. Yayımlanan ilk öykülerim aynı zamanda kitabımın içerisinde yer alan öyküler oldu.

Uzun zaman beklediğim bir haberin muştusu gelmiş gibi sevindim. Kitabımı elime alır almaz bir sonraki kitabımın hayalini kurmaya başladım.


4- Öykülerinizden dosya oluşturma fikri nasıl oluştu? Dosyanızı oluştururken nelere dikkat ettiniz? Belirli bir tema üstünden mi ilerlediniz yoksa farklı temaların oluşturduğu bir bütünü mü tercih ettiniz?

En başından beri, ilk öykümü yazdığım andan itibaren, dosya oluşturmak aklımdaydı. Farklı konu ve temaları işlemeye çalıştım.

5- Kitap yayımlamak oldukça meşakkatli bir iş. Dosyanız okunmayabilir, okunsa bile uzun süre bekletilebilir, bekletilse bile birçok etmenden dolayı yayımlanamayabilir. Bütün bu durumlar gözünüzü korkuttu mu?

Öykülerimi yayımlatıp yayımlatmama konusunda çok kararsızdım, yeterince içime sindiğinde bir yayınevine göndermeyi düşünüyordum. Karar verdiğimde ise artık bir an önce kitabım yayımlansın istedim ve KDY ile anlaştım. Diğer yayınevlerinden gelecek olumlu ya da olumsuz cevabı beklemek istemedim. Bu konuda sabırlı davrandığımı söyleyemem, belki beklesem daha farklı ve daha iyi yayınevleri ile anlaşabilirdim. Gerçekçi olmak gerekirse bu zamanda kitapların yayımlanmaması gibi bir durum söz konusu değil. A yayınevi olmazsa B yayınevi dosyaları kabul ediyor, bu yüzden böyle bir korkum olmadı.


6- Çok fazla yayınevi var. Yayınevini belirlerken nelere dikkat ettiniz? Hedefinizde bir yayınevi var mıydı?

KDY ile anlaştığım için diğer yayınevleri ile herhangi bir iletişimim olmadı. Biraz acemice davrandığımı söylemeliyim. Tekrar aynı yayınevi ile çalışmayı düşünmüyorum. İkinci veya daha sonraki kitaplarım için aklımda bir iki yayınevi var. Bu bahsettiğim iki yayınevi ile görüşeceğim.

Genç yazarlara önem vermeleri, editörlerinin iyi olması gibi sebepler bence bir yayınevini tercih etmek için yeterli.

7- Öykü yazmaya yeni başlayanlar için önerileriniz nelerdir? Yola çıkmadan önce çantalarına neler koymalarını isterdiniz?

Yazan herkes için en önemli şey bana göre sabırlı olmak. Kendimden bir örnek verecek olursam, ben yazdığım öyküleri dinlendiririm. Önce yazar, bir kenara koyar üzerinden aylar geçtikten sonra tekrar o öyküye geri dönerim. Yine acele etmem, yavaş yavaş bir kuyumcu titizliği ile çalışmama devam ederim. Benim gibi yolun başında olan arkadaşlara naçizane ilk önerim budur.

Bunun dışında okumak çok önemli. Bana göre klasik eserler bir yazar için önemli bir yol gösterici. Çağdaş yazarları da okumak, anlamak, tanımak fayda sağlar.

Ben nasıl bir öykü okumak istiyorsam, öyle yazıyorum. Şu an çoğu yazarda okurun tepkisi bir kaygı yaratıyor. Bu kaygılardan arınarak yazmak ama aynı zamanda eleştirilere de kulak tıkamamak gerek.

0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör
bottom of page