Öykü- Reşide Değirmi- Eller
- İshakEdebiyat
- 2 gün önce
- 1 dakikada okunur
O gün caddede yürürken mülteci bir dilenciye rastladım. Kaldırımın ortasına yere serdiği bir kartonun üzerine oturmuş, iki elini havaya kaldırarak “Allah kabul ya rab!” diye bağırıyordu. Kartonun diğer yarısında bir erkek çocuğu kıvrılıp uzanmıştı. Üzerine örttüğü kirli bezin altında sadece kafası ve ayak parmakları görünüyordu. Yanlarından geçtiğim sırada çocuk uzandığı yerden kalkıp oturdu. Gözleriyle kalabalığı taradı önce. Sonra bana baktı uzun uzun. Ben de ona baktım. Esmer tenine, kirden yapış yapış olmuş saçlarına, yüzündeki yaralara. Adam, çocukla ilgilendiğimi görünce çocuğun kolları üzerinde katlı duran bezi çekip attı. Ucu küt, iki kol çıktı ortaya. Bileklerden sonrası yoktu. İrkildim, ayaklarım kendiliğinden geriye gitti. Adam, yakaran bir sesle “Allah kabul ya rab!” diye bağırdı.
Adama dönüp:
— Çocuğun elleri nerede, dedim.
Anlamadı. Çocuğun kollarını işaret ederek, nerede eller, diye bağırdım. Adam tek tük bildiği kelimelerle:
— Sınır, dedi. Savaş, dedi. Patladı, dedi. Bomba, dedi.
— Kim, dedim, kim?
— Komutan, dedi.
Komutana gittim:
— Bombayı neden patlattın, dedim.
Komutan:
— Çünkü düşmanımız vardı.
Düşman:
— Çünkü liderimiz savaş istedi.
Lider:
— Çünkü halk beni seçti.
Halk:
— Çünkü korkuyorduk.
Korku:
— Çünkü Tanrı’nın gazabı vardı.
Tanrı:
— Çünkü Pandora kutuyu açtı.
Pandora:
— Çünkü Prometheus ateşi çaldı.
Prometheus:
— Çünkü Zerdüşt böyle buyurdu.
Zerdüşt:
— Çünkü insan gerilmiş bir ipti.
İp:
— Çünkü Gordion beni düğümledi.
Gordion:
— Çünkü İskender düğümü kesti.
İskender:
— Çünkü elimde kılıç vardı.
Bunun böyle sürüp gideceğini anladım. Yüreğime çöken derin acıyla cüzdanımdaki tüm parayı çıkarıp çocuğun önüne koydum. Adam, başıyla minnettarlığını göstererek, “Allah kabul ya Rab!” dedi. Ellerimi ceplerime koyup hızlı adımlarla oradan uzaklaştım.
Reşide Değirmi
Çok beğendim emeğinize sağlık.