top of page
  • Yazarın fotoğrafıİshakEdebiyat

İshak İlk Kitap Soruşturması- Çağdaş Küçük

1- Öykü yazmaya ne zaman, nasıl başladınız?

Ben öykü yazmaya çok geç başladım. 2016 falan olması lazım. Öncesinde sporu çok seviyordum ve bir zaman sonra bununla ilgili bildiklerimi, hatırladıklarımı yazmaya heves ettim. O dönemde makalelerim birkaç blogda yayımlanmıştı. Daha sonra yazdıklarımı nasıl daha yukarıya taşıyabilirim diye düşünürken özellikle geçmişte yaşanmış önemli spor olaylarını bir hikâyenin eksenine oturtma fikri aklıma geldi ve öyküler yazmaya başladım.


2- Öykü türünü seçmede özel bir nedeniniz var mı? Öykü yazmanın kolay olduğunu düşünüyor musunuz?

Özel bir nedeni yoktu. Sadece kısa olduğu için öykü yazmaya karar verdim. İlk soruda da belirttiğim gibi benim öykücü olma gibi bir hevesim hiç olmadı, esas derdim bildiklerimi daha etkili anlatma arayışıydı. Yapamazsam bırakacaktım. O dönemlerde nasıl yazdığımın bilincinde olmadığım için de bu işe uzun bir roman yazarak başlayamazdım.

İyi bir öykü yazmak bence çok zor. Özellikle her seferinde bir fikri geliştirmek, onu kafanızın içinde sürekli taşımak, kâğıda dökerken verilen uğraş… Dinç bir zihin ve güçlü bir heves olmazsa olmaz.


3- İlk öykünüzün yayımlanma macerasını anlatır mısınız? Yayımlandığını gördüğünüzde neler hissetmiştiniz?

Başlangıçta yazdığım öyküleri kimselere bir türlü beğendiremiyordum. Büyük bir hayal kırıklığı içinde, “Ben galiba bu işi beceremiyorum,” diyerek her şeyden vazgeçmek üzereydim. O dönem Parşömen Edebiyat’ta “Ayın Öyküsü” adında bir yarışma düzenleniyordu ve o ayki öyküleri Ethem Baran değerlendirecekti. Çevremdekilerin burun kıvırdığı ama benim çok güvendiğim bir öyküm vardı. Ya tutarsa diye gönderdim ama tabii hiç umudum yok, öylesine. Bir ay sonra Onur Çalı’dan gelen e-postayı okuduğumda hissettiklerimi bugün bile unutamam. Birkaç gün sonra da öyküm “Ayın Öyküsü” olarak yayımlanmıştı. Twitter’dan duyurulması ardından bir sürü tebrik mesajı almış, yeni insanlarla takipleşmeye başlamıştım. Güzeldi…

Kurmacaya yeni başlayan biri olarak yazdıklarıma dair bilinç düzeyim çok gelişmiş değildi. Ethem Baran’ın, öykümü ayın öyküsü seçmesi o dönem bana müthiş bir motivasyon sağlamıştı. Benim gerçek anlamda kendime inanmaya başladığım andır o.


4- Öykülerinizden dosya oluşturma fikri nasıl oluştu? Dosyanızı oluştururken nelere dikkat ettiniz? Belirli bir tema üstünden mi ilerlediniz yoksa farklı temaların oluşturduğu bir bütünü mü tercih ettiniz?

Birkaç öyküm dergilerde yayımlanınca kendime güvenim gelmişti. Parşömen Edebiyat’ta öykümün yayımlanmasıyla tanıştığım ve sonrasında yakın dostum olan Onur Çalı bir gün bana, “Daha neyi bekliyorsun?” dedi ve birlikte oturup öyküleri toparlayarak dosyayı oluşturduk. Bu çalışmada kendisinin çok büyük yardımı olmuştur bana.

Dosyamda bir tema söz konusu olmadı ama öykülerin genelde köyde ve kasabada geçiyor olduğunu söyleyebiliriz.

5- Kitap yayımlamak oldukça meşakkatli bir iş. Dosyanız okunmayabilir, okunsa bile uzun süre bekletilebilir, bekletilse bile birçok etmenden dolayı yayımlanamayabilir. Bütün bu durumlar gözünüzü korkuttu mu?

Başıma gelecekleri öngöremediğim için gözümün korktuğunu söyleyemem ama başka da bir seçeneğim de yoktu açıkçası. Sonuçta elimde gerçekten inandığım bir dosya vardı.


6- Çok fazla yayınevi var. Yayınevini belirlerken nelere dikkat ettiniz? Hedefinizde bir yayınevi var mıydı?

Hedefimde birkaç yayınevi vardı ve Epona ailesi de bunlardan biriydi. Yayıncım Sedat Demir ve editörüm Mehmet Fazlı Gök ile çalışmak çok keyifli ve özel bir deneyimdi benim için.

Yayınevinin bilinir olması, ne tür kitapları ve kimleri bastığı öncelik verdiğim kriterlerdi.


7- Öykü yazmaya yeni başlayanlar için önerileriniz nelerdir? Yola çıkmadan önce çantalarına neler koymalarını isterdiniz?

Yazarın gıdası belli… Bence doğru metinlerle beslenmek çok önemli.

Kurmaca yazacak kişi zaten okuma sevdalısıdır, burada da eleştirel okuma ön plana çıkıyor. Bir metni niye beğendik ya da neden beğenmedik, bunun üzerine düşünmek faydalı olacaktır diye düşünüyorum. Ve tabii kişinin kendi yazdıklarına da eleştirel gözle bakması çok önemli. İyi ve kötüyü ayırt edebildikleri gün büyük bir eşik aşılmış olacak. Sonrasında yazdıklarına tüm güçleriyle inanabilirler.


0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör
bottom of page