top of page
  • Yazarın fotoğrafıİshakEdebiyat

Öykü- Pınar Çakmaklı- İlham Perisi

Ağzının koktuğunu söyleyen adam dişlerini fırçalamak için yataktan kalktı. Çantasında ayrı kalacakları düşünülemeyen sonsuz aidiyet timsallerine uzandı. Bir tutam biberiye ve bir parça bez. Odadan çıktığında yatakta uzanan diğer cins duvarda asılı duran çamaşırlara onun altındaki sandığın hemen üzerinde bir gün gelmesi muhtemel yatılı misafir için senelerdir dürülü bekleyen yatağa ve kapının hemen bitişiğindeki banyodan esnemekte olan gün ışığına baktı. Buzlu camın ardında bir siluet beliriyor olmalıydı ya da bu da diğer ezbere görüş açıları gibi ihtimalin sanrısıydı. Bu düzmece tasviri kendisinden daha büyük gürültüler çıkarmakta olan elindeki yelpaze bozmaya çalışıyor gibiydi. Serinletmiyor fakat olanca gücüyle yüzüne bağırıyordu. Herkes burada. Yıllanmaya yüz tutmuş hiçbir boşluk ve varlık takımı yerini yadırgamıyordu. Birisi hariç…

Ressam Malone, şapkasını almak için odaya girdiğinde kendisiyle kavgada olan diğer cinse baktı. Bir ağaca bakar gibi. Köklerini daha ne kadar boğabilirdi toprağa ya da dallarını ne kadar kavuşturabilirdi gökyüzüyle. Kaç yaşındaydı? Neden saçlarını en tepeden sıkıştırıyordu, kâkülleri neden gözlerini saklamak ister gibiydi, göğüslerini kendisi hariç kaç kişi emmişti, elma mıydı armut mu, sağ memenin altındaki o küçük çillerin farkında mıydı ve o can alıcı soru dank etti aklının akrebine. Kocası ne zaman burada olurdu? “Bahçede sizi bekliyor olacağım bayan, pardon adınız neydi,” diyebildi canhıraş.

“Birazdan geliyorum Bay Malone.”

Bu cevabın bahçede tanışırız demek olduğunu anlayan ressam dışarı çıktı. Evin odalarına göz atmak aklına gelmediyse de bu ziyaretin bugünle sınırlı kalmayacağını pişmanlık duymasına gerek olmadığını düşündü. Peki, bu kadın evine aldığı herkesi önce bakışları ile baştan çıkarır ve o soğuk sessizlik anında dudaklarına mı yapışırdı? Kirasını ödemekte güçlük çektiği farelerin bile uğramıyor olduğu odasını düşününce bu anlık sevişmenin ona ne kadar iyi geldiğini hissetti uzuvlarında.

“Tekrar şeref verdiniz Bay Malone, burası nasıl,” diyerek bahçede uzanmakta olan koltuğun üzerine attı kendini. Kişnemeye hazır iki şiron. Üst üste düşmek gibiydi bu. Hesaba katmadan. Altında beyaz kürkten bozma, koltuğu saran örtünün üzerinde oturan bu bir çift poponun az önce ellerinin arasında olduğunu hatırladı. Beyazlığı, altındaki kürkü de paletinde duran rengi de ölesiye kıskandırabilir gibiydi.

“Eşim erken gelirse bize katılabileceğini söyledi. Sanıyorum yine geç gelecek. Siz başlayabilirsiniz. Ben Muse. Bir şeyler içmez miydiniz,” diyerek evdeki diğer kadını çağırdı. Kadın tıpkı bir köpek gibi sessiz fakat hırlayarak eski emprime bir kumaşın içinden sonsuz sadakatle bu iki cinse baktı. Onay anlamında eğdiği başı ile eteğini toplayıp yine gözden kayboldu.

“Eşinizle tiyatro çıkışında karşılaştık dün gece. Eve gelmemi ve bir anı kaydetmemi istedi. Beraber resminizin olmadığından ve bunun sizin canınızı çok sıkıyor olduğunu da eklemeyi ihmal etmedi. Yalnız, çizmeye başlıyorum sizi. Bay Murhpy’nin de bize katılması ile resmi tamamlamış olurum fakat bu bir günlük iş değil Bayan Muse,” dedi tuvalden başını kaldırmadan.

“İşinizi yapın lütfen. Ne kadar süreceğinden çok nasıl olacağı ile ilgilenen bir kadın için endişeniz keyif bozucu. Eşim tiyatrodan pek haz etmez. Bu tür şeylerin kurmaca olduğunu ve gerçekliği ötelediğini söyler durur. İkna çabalarım sonucu götürdüğüm bir oyun dönüşü sizi gösterdim kendisine. Herkes mükemmel portreler çizdiğinizi anlatıp duruyor ben de bundan nasibimi almak istedim.”

“Lütfen öyle kalın.”

Kadın tek bir kelime etmeden ressamın tuvalinde belirlediği noktaya bakıyordu. Elindeki fırçayla dünyanın tüm sıradanlıklarını bir anlığına ve o anıyı sonsuz bir ana hapseden adamın dikkatini rüzgârın ben geldim diyen yaprakların hışırtısı da evdeki köpeğin sessizliği de dağıtamıyordu. Her bir noktayı vurmak istiyordu sultanın üzerine. İçerideki bu esrikliği eve gelen başka bir yabancı böldü. Bayan Muse tüm kadınlığı ile koltuktan izin isteyerek kalktı. Az sonra iki kişi olarak geri döndü. Büyük kalabalığın arasında seçilen yalnız iki kişi.

“Epey yol almışsınız Bay Malone. Eşimin bahsini ettiği kadar varmışsınız. Sizi rahatsız etmiyorum umarım. Sanırım bu yalnız bir portre olacak. Tam Muse’ un istediği gibi. Karım her ne kadar ikimiz için planlar yapmaya kalksa da yalnız olmaktan büyük keyif alır. Bir tür kaçış.”

“Bayan Muse neyden kaçıyor olmalı?”

“Buradayım beyler sizi duyabiliyorum,” dedikten sonra kurulu olan yemek masasına davetkâr bir bakış atan kadın, bu iki erkeğin hızla dikkatini dağıtmayı başardı.

Masaya geçmeye hazırlanan sessizliği Bay Murhpy’nin sesi bozdu. “Eşim bir şeyler yazıp çizmeye bayılır Bay Malone. Belki bu akşam bizimle birkaç dizesini paylaşır.” Bu emrivakiden hoşlanmayan öteki cins misafirlerinin bundan hoşlanıp hoşlanmayacağını sordu. Bay Malone,

“Eğer gerçekten paylaşmak isterseniz memnuniyetle dinlerim aksi halde bu size eziyet olur,” demekle yetindi. Kadın arkalarında boydan boya uzanan kitaplığa doğru yürüdü aynı hızla aradığını bularak geri döndü. Sesini temizledikten sonra bir yudum içkisinden aldı. Mum ışığının aydınlığı yüzüne vuruyor kızarmakta olan tenine yardım ediyordu. Cümleleri geceyi yarmaya hazırdı.

“Elinde miğfer Tanrı’nın

Anlaşmayı Havva bozmuş

Göğsünde kocaman bir yük gibi taşıyacaksın kadını Âdem.

Yolun açık olsun.

Elinde ok Âdem’in

Havva’nın elleri çocuk kalmış

İki dirhem merhamet için

Oklarla sınanır olmuş Habiller ve Kabiller

Kimisini kurt kapmış

Kimisi kendinden kurt yaratmış

Bize doğru atılan okları göğüsleyebilecek

Yalnızca mızraklar varmış

Her yerimiz delik deşik.

Ayakta kalabilene gücünden ötürüdür

Cennet ve cehennemden bahsetmiş Dante.

Dememiş her yarın çevrili olacak ateşle.

Ateşi insanlar yaratmış.

Elinde miğfer Tanrı’nın

Anlaşmayı kadın bozmuş

Yasak nedir sevgili Tanrı?

İlk soruyu Havva sormuş.

Âdem kulaklarını açmış

Havva ağzını.

Elinde Miğfer Tanrı’nın

Her isyana bin sağlam,

Sur’un vakti geçeli ondanmış.”

Kadın şiiri bitirdiğinde ressam, Bay Murhy’ye dönüp böyle asil bir varlığı neden bu kadar yalnız bıraktığını sormak istese de vazgeçti. Aklının odalarında bitirdiği resmin tuvaliyle yalnız kalmak için evden ayrıldı.


Pınar Çakmaklı

0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör
bottom of page